Tanzimat dönemi Türk Ressamları

sayılarla boyama hobisi örneği

Türk Resim Sanatında batı yöntemleri ve görüşüyle birlikte, Avrupalı anlayışa yönelik yanılsamalı resimler ilk olarak Tanzimat Fermanının ilanı ile başlayan tarihler de batılılaşma hareketleri sonucunda ortaya çıkmıştır. 

Yeni bir anlayış ve kültüre yönelmede yumuşak bir geçiş devresi olarak görebileceğimiz Tanzimat dönemi, 18. yüzyılda büyük imparatorluğun içinde bulunduğu buhran ve siyasal gerilemeyi yavaşlatmak ve durdurmak için Batı ülkelerinin işbirlikleri ile kurulan ve ortaya çıkan siyasi ve askeri amaçlı ilişkilerin on dokuzuncu yüzyılda da kaldığı yerden devam ettirilmesi sonucunda, bulunduğu topraklar olan Osmanlı İmparatorluğu’nda çeşitli alanlarda içselleştirilmeyen bu güncellemelerin yaşandığı bir agresif dönemdir. 

Değişimin bütünsel olarak içselleştirilmemesinde gerek Tanzimat döneminde ve gerekse Tanzimat’a kadar çeşitli safhalarında görülen yenileme ve ıslahat hareketlerinin fikri ve düşünsel altyapıdan ve toplumsal destekten göremiyor olması önemli rol oynar. 

Tanzimat dönemleri öncesinde yazarların el yazması kitaplarındaki yazılmış metinlere görsel olarak eşlik etmesi ve yazıyı tamamlaması amacı ile yapılan minyatür resim örneklerinde batı resim anlayışında olduğu gibi yönelik perspektif ve ışık gölge kullanılmıyordu.

 

Resim ve Meşrutiyet

Meşrutiyet’in ilanı ve hemen ardından Tanzimat Fermanı ile başlayan yenilenme ve batılılaşma hareketleri, imparatorluğun merkezi olan İstanbul’a gelen Avrupalı sanatçılardan etkilenmeler önce orduya ait askeri okullarda, daha sonra da üniversite seviyesinde sivil okulların eğitiminde resim ve sanat derslerine yer verilmeye başlanması tarihte ki Türk resim sanatında tuval resmine geçişin ilk aşamalarını oluşturmuştur. Günümüzde sayılarla boyama setleri hobiye başlayacak kişilere de destek olmaktadır.

 

İmparatorluk Döneminde Resim Sanatı

İmparatorlukta ilk resim eğitimi gören kişilerin harbiye öğrencileri olması, bu öğrencilerden bir takımının resim sanatına ilgi duymaları ve bunun devamında da hususi olarak resim ve sanat eğitimi almaya başlamaları ile Türk resim sanatının ilk ressamları ve sanatçıları asker ressamların oluşturduğu görülür. 

Bunun yanında saray ve hanedan yakınlarının da Avrupai yaşam stilini benimseme yolunda devam etmeleri bu çevrede resim ve heykel sanatına karşı ilgi uyandırmaya başlamıştır. Yönetimin merkezi olan Saray’a batılı ve modern sanatçıların davet edilmesi, özellikle Fransa’dan saray için resimler ve çizimler sipariş edilerek satın alınmaya başlanması ve İstanbul’da ilk defa çizim ve resim sergilerinin açılması, son olarak da dünyaca ünlü ressam Osman Hamdi Bey tarafından bir okul haline getirilen güzel sanatlar alanında eğitim verilmesi amaçları ile 1882 yılında kurulan ve 1883’de eğitim hayatına giren Güzel Sanatlar Fakültesi açılarak Osmanlı’da batı anlayışlı resmin tam anlamıyla yerleşmesini sağlayacaktı.

 

Osmanlı da Kadın ve Sanat İlişkisi

Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşam da ve sanatta yenilenme dönemleri ve Tanzimat’ın ilan edilmesi ile birlikte kadının toplum içerisindeki konumu ve günlük yaşama bakış açısı da batılılaşmayla birlikte farklılaşma gösteriyor ve Cumhuriyet’e doğru hızla ivme kazanıyordu. 

Batılı anlayışta hayat tarzını benimsemeye başlayan saray ve saray çevresinde bulunan kadınların dönemin şartlarına göre iyi eğitim görmüş ve entelektüel anlayışa sahip bir kişiliğe sahip olmalarına büyük özen gösteriliyordu. O dönemin saray çevresine de yakınlığı bilinen aydın kesimi de çevrelerinde bilgili ve kültürlü bir kadın profili görmek istiyordu.

 

Sanatın Kadın Hayatına Etkisi

Avrupa’ya giderek eğitim görüp eğitilen, çeşitli devlet görevleri nedeniyle Avrupa’da bir süre bulunan, Avrupalılaşmaya tamamen inanan ve Avrupalı kadını kendi dünyasında tanıyan Jön Türkler ve dönemin Osmanlı seçkinleri kendi ülkelerinde kendi aile efradından olan eşleri ve kız çocuklarına da günlük olarak Avrupalı bir görünüm vermeyi istemişlerdi. 

Bunlar arasında Şinasi ve Namık Kemal üstat, edebiyatın ünlü ismi Abdülhak Hamit ve yazar Şemseddin Sami ile kalemi oldukça güçlü olan Ahmet Mithat gibi dönemin en tanınmış aydınlarının da hayal ettiği bu tip kadınlar dönemin şartlarında gayet iyi bir eğitim almış ve kendi dili haricinde yabancı dil bilen gündelik yaşamında kitap okuyan keyifli müzikler dinleyen, temsil kabiliyeti olmakla birlikte ailesine karşı iyi bir eş ve anne olabileceği umulan modern kadınlardı.

 

Sanat Eğitimi Görmüş Kadınların Toplumda ki Yeri

Yeni ve uygar eğitim öğretim kurumlarının açılmaya başlandığı, batı dünyasının eğitim standartlarına ve seviyesine erişmenin amaçlandığı bu dönemde kadınların da eğitim hayatında öğretmen ya da öğrenci olarak yer almaya başladığı görülmektedir. Böylelikle resim ve çizim özelinde başlayan sanat, kadının hayatında da ruh bulmuştur.

 

Tanzimat Dönemi Aydınlarının Kadın ve Sanat Birlikteliğine Bakışı

Bir toplumun sanat durumu, kadının toplumda ki durumu ile doğru orantılıdır bakışınla düşünen Tanzimat devri aydınları, sanatçıların eğitilmesiyle birlikte adeta bütün insanlık eğitilmiş olur fikrini savunmaktaydı. Osmanlıyı oluşturan halkların yarısı, yani kadınlar cahil, işten anlamayan tembel ve okul yüzü görmemiş eğitimsiz halde kaldıkça zaten geri kalan toplum ne ilerleyebilir, ne de Avrupa uygarlıklarına erişebilirdi. 

Hâlbuki kadınlar bilimi, sanatı ve resmi ve doğru ahlakı iyi öğretmenlerden öğrenirlerse doğuracakları çocuklara eğitim serüvenine başlayan Sanayi-i Nefise Mektebi Alisinin eğitim ve öğretim dönemine açılarak Osmanlı’da batı anlayışlı resmin tam anlam da geçirerek öğretebilirlerdi. Kadınlar o dönemde eğitim haklarını yavaş yavaş kazanırken bir yandan da doğal görevlerinden sayılan analık görevleri tabii ki yüceltilerek, diğer yandan medeniyet adına savunulmaktaydı.

 

Tanzimat ve Sanat İlişkisi

Tanzimat’ın ilanı ile toplum yapısında ve sanat anlayışında meydana gelen değişimler, aldıkları eğitimle birlikte sanatçıların düşünce yapılarına yeni açılımlar getirirken, bu durum halk düzeninde de değişimlere yol açıyordu. Böylelikle tarihte ilk defa Türk sanatının temelleri atılıyordu.

 

Tanzimat Döneminde Ressamların Resim Konusu Neydi

Bu dönemde genelde Osmanlı toplum yapısında meydana gelen değişimler, özelde ise bu dönem sanatçı kesimin toplum yaşamı içerisindeki yeri Türk resim sanatına da yansımış ve yer bulduğu örneklerle günümüze tarihi önem taşıyan belgeler niteliğinde ulaşmışlardır. 

Tanzimat döneminden başlayıp Cumhuriyet dönemine kadar ki dönem içerisinde Türk resim sanatında “kadın” konusuna yer vermiş ressamlarımız ve çizdikleri eserlerden oluşturduğumuz bu seçkiye ilk olarak Osman Hamdi Bey ile başlıyoruz.

 

Tanzimat Sanatçılarından Osman Hamdi Bey'in Yaşamı

Osman Hamdi Bey 1842 yılında doğmuş ve 1910 yılında vefat etmiştir. Oluşturduğu büyük ölçülü ve figürlü kompozisyonları, kendi çevresinden aile bireylerini model olarak seçtiği portre çizimlerini ve özellikle de Osmanlı’da kadın konusunu ele aldığı resimleri ile tarihinde emsalsiz olarak Türk Resim Sanatında Anıtsal Figür ve Portre çizimlerinin ilk olma konumundadır. 

Osmanlı devletinin batılılaşma dönemi evresinde kadın temasını bir çok çizimine konu edinerek; kadınları iç mekanlarda geçirdikleri zaman ya da Saray’ın dış mekânlarında bir gurup olarak çıktıkları çarşı ve pazar gezintileri ile gündelik yaşamlarından çok özel sahneleri içerisinde betimlemiştir.

 

Bir önceki yazımıza https://www.wombhobby.com/resim-okuma-teknikleri linki üzerinden ulaşabilirsiniz.

Etiketler: sayılarla boyama
Kasım 25, 2021
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR